Red Bull, yarışlarda kullandığı DRS sistemi sayesinde tur başına 0,3 saniye kazanıyor ve rakiplerinin önüne geçiyor. Bu avantaj, takımın diğer başarılarının yanında önemli bir yere sahip.
DRS ile Red Bull’un Büyük Başarısı
Avustralya Grand Prix’sinde Red Bull’un pilotu Max Verstappen, Mercedes pilotları tarafından zorlu bir rekabete maruz kaldı. Ancak, Verstappen DRS’nin aktif hale gelmesiyle Hamilton’u geçmeyi başardı ve ardından 1 saniye fark attı. Red Bull bu başarıyla şampiyonada ikinci sırada yer alan Sergio Perez’e 15 puan fark atmış oldu.
Ted Kravitz: “Süper DRS” Faktörü
Yarış sonrası Ted’s Notebook’ta Ted Kravitz, Red Bull’un DRS avantajına dikkat çekti ve “süper DRS” tabirini kullandı. Kravitz, takımın pistteki avantajının büyük bir kısmının süper DRS’ye bağlı olduğunu düşünüyor.
Red Bull’un Aerodinamik Üstünlüğü
Red Bull, sadece DRS ile değil, aynı zamanda aracın aerodinamik olarak verimli ve iyi tasarlanmış olmasıyla da avantaj sağlıyor. Takımın araçları, orta ve düşük hızlı virajlarda, lastik yönetimi ve kerblerde üstün performans sergiliyor.
Lewis Hamilton: “Çılgınca Hız”
Mercedes pilotu Lewis Hamilton, Avustralya GP sonrası Verstappen’in kendisini geçme hızının “çılgınca” olduğunu söyledi. Hamilton, Red Bull’un düzlüklerde nasıl bu kadar hızlı olduğunu anlamadığını belirtti.
Carlos Sainz: “Her Yerde Üstünler”
Ferrari pilotu Carlos Sainz ise, Red Bull’un sadece düzlüklerde ya da DRS ile değil, her alanda üstün olduğunu ifade etti. Sainz, RB19’un sıralamalarda, yarışta, düzlük hızında ve virajlarda da başarılı olduğunu vurguladı.
DRS Sisteminin Önemi ve Red Bull’un Başarısı
Red Bull’un DRS sistemi, aracın düzlük hızının zaten üst düzey olması sayesinde daha da etkili hale geliyor. Bu sistem, arka kanadın ana düzlemi ile üst kanatçık arasında hız avantajı yaratmak için açılabilen 85 mm’lik boşluk ve kanadın tasarımı ile araca ekstra hız katıyor.